Sayfalar

Popüler Yayınlar, Gazeteler, Haberler

15 Nisan 2015 Çarşamba

Isparta Ermenilerinin saklanmış  hikayeleri..
1780’li yıllarda Isparta Mutasarrıflığına (vali) Sait Paşa getirilir. Bu dönemde Isparta Gölcük kreter gölü yönünden yoğun yağışların neden olduğu su baskınları vatandaşı korkutmaktadır.
Ispartalı Rum Ermeni ve Müslüman mahallelerinin büyük bir bölümü taşkınlardan adeta bıkmıştır.
Vali Sait Paşa, taşkınları önlemek için bir takım projelerin peşindedir. Vali’nin annesi Müslüman olmasına karşın Isparta Ermenileriyle, Ermeni Kilise rahipleriyle, papazlarıyla, Isparta Müslüman kadısı ile bazı cami imamlarıyla birlikte hep hayır hasanet peşindedir. Bu yardımseverliğinden dolayı Isparta kadısı kendisine bir gümüş, renkli taş karışımı bir yardım elçisi unvanlı Taç takar. Isparta Kiliseler Birliği ise bu yardım severliğinden dolayı da  Altın Haç takılır.
Müslüman ödülü Taç’ı başından, Haç rölyefini de boğazını takarak sokak-sokak, köy köy garibanlar için yardım toplardı.
Her iki ödülünden dolayı Müslüman Ispartalılar kendisine Taçlı Hanım, Ispartalı Hıristıyanlar ise; Haçlı Hanım lakabını vermişlerdir...
Taçlı veya Haçlı Hanım topladığı yardımlarla taşkınlara neden olan gölcük boğazı istikametini setlerle imar ettirerek vatandaşları taşkınlardan önler. Dere mahallesi hizasından Bilâloğlu semtine kadar, bağlar arasından, kendi adının verildiği Taçlı veya Haçlı Hanım, bazen de Kadınyarı denilen bir kanal açtırıp, şehri, çarşıyı,  evleri sel baskınından kurtarmıştır. Müslüman ve Hıristıyanların tümünün dualarıyla Taçlı veya Haçlı hanımın sevgisi artar. Taçlı veya  Haçlı hanım sokak- sokak, köy- köy yanına aldığı bir iki zaptiye ve İstekli cami imamlarından bir ikisini, Kiliselerden de bir iki rahip veya rahibeyi alarak yollara düşer, yardım toplardı.
Bayan olduğu için bazen cami imamları yardım ekibine katılmazlar, yardımları kilise rahip veya rahibeleriyle sürdüren Taçlı veya Haçlı hanımın bir ayağı da Isparta kiliselarinden eksin olmazdı. Bundan dolayı Ispartalı dedikoducuları kendisine bazen Müslüman bazen Hıristıyan kadın derlerdi.
Dönüşümlü olarak, Isparta Kiliselerinin birinin bahçesinde her yıl yapılan Miron Yağı törenlerine katılırdı. Bahçenin bir bölümünde kazan içinde 40 tür hayvan yağları kaynatılır. Donyağı yapılır. Donmuş yağlar yıl içinde küçük parçalar halinde kulağı ağrıyan taze çocukların tedavisinden tutun, Isparta romatizmasına kadar bin bir derde deva olarak kullanılırdı.
He yıl bir kilsenin bahçesinde yapılan Miron Yağı törenine Vali Anası Taçlı veya Haçlı hanım çağrılır. Hem İslami hen Hıristiyani duaları karma olarak yapan Hanım, Ispartalıların sevgisini kazanmıştı.
1782 “Miron Yağı’ dondurma töreninde  ilginç bir olay olur. Epos Isparta kilisesinde görevli Papaz Episkopos ve diğer Akşehir, Uluborlu, Eğirdir, Barla, Psidia ve Sakalassos, Adada ve Burdur kiliselerinden gelen görevliler hayretler içinde kalırlar.
Isparta Epos Kilisesi bahçesine serilen ipek halı üzerine Miron Yağı kazanı konur. Altında ateş yakarak üç saat kadar üzerinde ot ve bitki keçi, koyun ve domuz iç, kuyruk yağları bazı şifalı otların karışımıyla kaynatılır.
Ateş yakıldığı halde ipek halının asla yanmadığı görülür. Hatta Kilise bahçesindeki Miron Yağı törenine Müslüman kadıları ve hocaları da çağrılıydırlar. İşte bu olaydan sonra parça parça şifa için köy kasabalara dağıtılan Miron yağını alan hayırseverler Valilik, Kilise ve kadılık bütçelerini zenginleştirmişlerdi. İşte bu olaydan sonra Haç veya Taç hanımın boynuna  Kiliseler birliğince altın Haç takılmıştı. Toplanan yardımların bir kısmı Saray’a gönderilir. İleride çıkması tahmin edilen Osmanlı-Rus savaşı öncesi askerlerin silah alımlarında (bir nebze olsun) kullanılacaktır. Bundan dolayı Sultan I. Abdülhamid  bu durumdan hoşlanıp Taç veya Haç Hanıma bir kutlama beratı ile “Kutsal Ana” diye hitap edecektir.Mezarı Kavaklı camii avlusundadır.

Bayram AYGÜN